6. “İfşa” Kampanyasına #metoo Diyerek Katılanlar



Bana yönelik başlatılan "ifşa" kampanyası sırasında 3 twitter hesabından metoo "beyan"ı verildi. Bir kişi de kendisine psikolojik şiddet uyguladığımı iddia etti. 

 



1. Hatice Köseali’yi (twitter.com@hkoseali) çok iyi hatırlıyorum. Geldiğinde nefes problemi yaşıyordu ve omurgasındaki asimetri birçok insanda olduğu gibi yüz bölgesinden de çok net fark ediliyordu. Bu yüzden toplu yaptığımız bir ya da iki çalışmada nefes ve omurga farkındalığıyla özel olarak çalışmıştım. Kendisi atölyenin 2. gününde gerçekleşen bu nefes çalışmasından sonra ne bana ne başkasına en ufak bir rahatsızlık hissettirmedi. Bilakis değerlendirme toplantısında atölyeden ne kadar faydalandığından bahsetti. (Hatice Köseali’nin katıldığı atölyenin değerlendirme toplantısını da yine herkesten izin alarak kaydetmiştim. Toplantıya katılanlara isterlerse ses kaydını gönderebilirim.)





Hatice Köseali

Ben teşekkür ediyorum öncelikle. Zor bir süreçteyken geldim aslında ve gelip gelmemek arasındayken şu an geldiğim gibi kesinlikle çıkmıyorum ve iyi ki gelmişim minnettarlığı kesinlikle var.  Çok sorgulayan bir insanım ama bakış açımı çok genişlettiniz ve farklı yerlerden bakmak ve yaşadığım şeyleri ya da yaşadığımız şeyleri insan olarak anlamlandırmak anlamında çok faydalı oldu. Sadece tek bir yerden bakılmadığını, aslında bütüncül beden çalışmalarımızda vesaire, onların da ne kadar etkili olduğunu, o farkındalığın ne kadar değişik yerlere götürebildiğini gördüm. Benim engellerimi kaldırmakla ilgili zorluğum var ve yine zorlandım onda. Ama sonuçta böyle “öldüm-bittim” bir his gelmedi. Orada iyi neyi fark ettim ve "nasıl dönüştürebilirim”e odaklanmaya çalışıyorum. O yüzden o da iyiydi yani daha kendini kahreder bir yerdeyken o anksiyetenin ve hani ne alabilirim ve ne aldım ne gördüm onu dönüştürebilme gücünü hissediyorum mesela. Dolayısıyla o anlamda faydası oldu. Yani geldiğim gibi gitmiyorum, o yüzden mutluyum. Çok teşekkür ederim.” 


Atölyenin bittiği gün böyle konuşan biri çok ağır bir suçlama olan cinsel taciz suçlamasına nasıl vardı anlamak benim açımdan zor. Belki de böyle bir kötülüğü yapmasının sebebi hayatında kötü giden bir şeylerin varlığı ya da ifşa kampanyasının yarattığı linç şehvetidir. Bilemiyorum. Kamp zamanında çok iyi hissetmiş ama sonra fikrini değiştirmeye karar vermiş denebilir ve bu gerçekten de H. Köseali için doğru olabilir. Ancak yarın tekrar toplantıdaki görüşlerine/hislerine geri dönebilir demektir bu. Bu his ve fikir değişikliğinin, suçlanan insanda yaratacağı tahribat çok mu önemsizdir? 






2. pulpfener+meral (twitter.com/meralharmanci)  adlı biri de kendisine psikolojik şiddet uyguladığımı iddia etmiş. Meral Harmancı’yı çok iyi hatırlıyorum. 2009’da bir üniversitede Y.L. ve Doktora dersinde (Düşünce Tarihi) misafir olarak iki dönem ders vermiştim. Her dönemi bir filozofu tartışmaya ayırmıştım: H. Arendt ve R. Girard. Kendisiyle derste yaşadığımız bir tartışmadan bahsediyor. Tartışmamız Girardyen farklılık kavramının kadın-erkek sorunsalına ve feminizme bir katkı sunacağını söylediğimde çıkmıştı. Kendisi buna şiddetle karşı çıktı ve feminizmin bir yorumunu sanki tartışılmaz bir yasaymış gibi dayatmak istedi. Düşünmeyi adeta kriminalize eden bu yaklaşım aramızda bir tartışma yaşanmasına sebep oldu. Ancak ne kendisine psikolojik olarak saldırdım ne de derslerin devamında kendisine ayrımcılık yaptım.  Psikolojik şiddet dediği sınıfta yaşadığımız bu tartışmadan ibarettir. Buna o dersteki diğer insanlar şahittir. Ayrıca sene sonunda herkese dersle ilgili bir değerlendirme yazısı yazmasını istediğimde son derece olumlu şeyler yazmıştı. 


3. “Ayşe” gibi takma adla taciz iddiasında bulunan “Fatma” (twitter.com@fatma_nin9) ile ilgili söylenecek çok şey var. Çünkü bu hesap fazlasıyla sahte görünüyor. Benim kapıyı kilitleyerek kendisini psikolojik baskı altına alıp tacizde bulunduğumu yazmış. Çalışma yaparken kapıyı hayatımda bir kez kilitledim. O da yukarıda uzun uzun anlattığım Eylül 2020’deki temel oyunculuk kampında kampın son günü iki oyuncuyla yaptığım çalışmada oldu. Onun sebebi de o gün avluda çok fazla misafir dolaşmasıydı. Çok az vakit vardı ve çalışma içeriye dalan misafirlerle bölünmesin diye kilitledim. Gündüz vaktiydi pencereler her zamanki gibi açıktı. Hatta oyunculardan biri çalışırken "Hocam dışardan izleyenler var." dediğinde “Ne var bunda? İzlesinler.” dediğimi de çok net hatırlıyorum. Kapıyı kilitlememin daha sonra bu iki oyuncuda gerçekten çok olumsuz bir etki yarattığını kendileri de söylediler. Ama dediğim gibi hayatımda ilk kez yapmıştım ve sonuçlarına da katlanacağımı kendilerine de söyleyip özür diledim. 


“Fatma”nın bu iki katılımcıdan biri olmadığı yıllarca sesiz kaldım demesinden belli. Ayrıca hiçbir gerçekçi detay verilmeden benim bir sürü kadını taciz ettiğim iddia edilmiş, sosyal medya ifşasının ne kadar iyi bir şey olduğundan bahsedilmiş. Hatta “ifşa” metninde “Tiyatro Medresesi’nin kurucusu ve Seyyar Sahne’nin yönetmeni Celal Mordeniz” ifadesi tam olarak “ifşa” kampanyacılarının ilk kez kullanıp her seferinde tekrar ettikleri bir tanımlama. Dikkat edilirse “ifşa” kampanyasının ilk günü açıklama yapan ne Hatice Köseali ne de meralharmaci bu tanımlamayı kullanıyor. Çünkü bu iki kişi de gerçek isimleriyle açıklama yaptılar ve böyle resmi ifadelere gerek duymadan söylemek istediklerini söylediler. “Ayşe”den 6 gün sonra takma adla “ifşa”da bulunan “Elif” ise aynısı olmasa da çok benzer bir tanımlama kullanıyor ancak gerçek biri olduğunu son derece somut detaylarla ispat ediyor. “Fatma”nın “açıklamasında” sanki iki sayfa boyunca ifşada bulunuluyor zannedilsin ve etkisi artsın diye kısa bir cümleyle  “olay” anlatımının arkasına uzun "analizler" eklenmiş. Bu yapı tam olarak Mine ve Bülent'in metninin bir modeli. 


‘İfşa’ kampanyası düzenleyenler bilindiği gibi önce ulaşabildikleri tüm Medrese katılımcılarına, metinlerini ingilizceye çevirerek yabancı hocalar dahil tüm Medrese hocalarına ve tüm tiyatro camiasına bir e-mail yolladılar. Hatta bu e-mailde üstüne basa basa bu e-mailin sosyal medyada yayılmamasını istediler. Ancak sanırım bekledikleri gibi tepkiler gelmeyince on gün sonra güçlü bir organizasyonla sosyal medya “ifşa”sına başladılar. Çünkü sanırım bekledikleri şey “Ayşe” gibi onlarca insanın ortaya çıkarak metoo demesiydi. Mesele sadece benim "ifşa" edilmem olsaydı e-mail "ifşa"ları yeterli olmuştu. Dolayısıyla sosyal medyaya çıkmalarındaki itkilerinin en iyi ihtimalle 'bekledikleri' bu onlarca insanı ortaya çıkmaya (!) teşvik etmek olduğu söylenebilir. Daha kötüsü ise benimle birlikte Medrese'yi de bitirmeye niyetlenmiş olmalarıdır.  “Ayşe”nin hikayesinin ancak kendisi gibi onlarca insanın varlığıyla inandırıcılık kazanacağını ve sorgulanmadan kabul edileceğini düşünmüş olmaları mümkün.  13 Şubat’ta sosyal medyaya çıktıkları gün bir tek yukarıda bahsi geçen Hatice Köseali metoo dedi. Ki onun açıklaması da istedikleri etkiyi yaratmaktan uzaktı. Hatice Köseali toplu yapılan bir nefes çalışmasından bahsetmekteydi ve zaten bir süre sonra attığı twiti geri çekti. Belki de yukarıda bant çözümlemesini aktardığım kendi kamp değerlendirmesini hatırladı. Bilemiyorum.  Ardından üç gün geçmesine rağmen kimseden bir ses çıkmayınca 16 Şubat’ta son derece şaibeli bir metinle “Fatma” ortaya çıktı. Bu kişi, "ifşa" kampanyasını organize eden erkeklerden Bülent Gültekin çıkarsa hiç şaşırmayacağım.


4. Takma adla açıklama yapan avukat Gizem Kaya'yı (twitter.com/elif55856432) açıklamasının içeriğinden ve verdiği detaylardan dolayı hatırladım. Benden nefret etmesinin sebebi asla kendisiyle yaptığımız tirat çalışmamız değildi.  Kampın sonlarına doğru Hamlet oyunu üzerine yaptığımız bir tartışmadan sonra kampa devam etti ama benimle ve kampla ilişkisini minimize etti.  Bu tartışmamızdan önce büyük bir heyecanla kendi yaşadıklarından yola çıkarak yazmaya çalıştığı tek kişilik oyun taslağı üzerine çalışıyorduk kendisiyle. Tartışmamız da şuydu: ben Hamlet’in, amcası Claudius’un baba Hamlet’in katili olduğuna dair hiçbir somut kanıtı olmadığını söyledim. Bu kanıtsızlık sebebiyle de kendisiyle beraber etrafındaki herkesi ölüme sürüklediğini iddia ettim. Kanıt gibi görünen hem hayalet hem de oyuncular sahnesiyle ilgili değerlendirmemi anlattım. Kendisi de avukat olduğunu, hukuk’ta yüksek lisans yaptığını söyleyerek hayaletin kanıt olamayacağını 'kabul edebileceğini' ama oyuncular sahnesinin kesinlikle kanıt olduğunu iddia etti. Şimdi burada detaylara girerek kimseyi Hamlet dramaturjisi ile sıkmak istemiyorum. İsteyenlerle saatlerce Hamlet tartışmaktan büyük zevk alırım. Neredeyse tüm katılımcılarım bilir bunu. Tartışmayı, kendisine “Sana temel hukuk ilkelerini okulda öğretmiyorlar mı yoksa sen mi anlamamışsın?” diyerek bitirdim. Şimdi tekrar düşündüğümde bu ifademin onun hukukçu gururunu kırdığını fark ediyorum. Ancak kırılan hukukçu gururunun intikamını beni temelsiz iddialarla tacizci olarak "ifşa" ederek almaya  çalışmasından anlaşılacağı gibi o gün söylediğim fazlasıyla doğruymuş.  








Önceki Bölüm     Ana Sayfa     Sonraki Bölüm



İçindekiler: 

Kapak
1. Giriş
2. "Sahne Sanatlarında Cinsel Taciz” - Röportaj (2. Bölüm)
3. "İfşa"cı Mine Nur Şen ("Ayşe")
4. "İfşa" Kampanyası Sırasında Yapılan Görüşme
5 . Bülent Gültekin ("Ahmet")
6.  “İfşa” Kampanyasına #metoo Diyerek Katılanlar
7.  "İfşa"nın Organizatörleri: Güray Dinçol, Firuze Engin ve Diğerleri
8. “İfşa” Ekibiyle Medrese Arasındaki Yazışmalar Üzerine
9. Erdem Şenocak'ın Rolü
10. Sonsöz
EKLER
Mimesis Dergi’ye Cevap
"Ahmet" Takma Adlı "İfşa"cı Bülent Gültekin Hakkında -2
"Tiyatro Medresesi" İsmine Veda
Bir Takım Olaylar ve Mesajlar
"Ayşe" ve "Ahmet"in Kamp Sonrası Yaptıkları Yorumlar
Tandem Europe
“Basın” Hakkında
Arasöz
SusmaBitsin Platformu' ve 'Feminist Avukatlar'
"Grotowski Workcenter" ve Mario Biagini



Yorumlar

  1. Yalancisin, konun feminizle uzaktan yakindan lakasi yoktu. Senin uclu cinsel siddette arindirici bulma cabanin acaba bosuna mi oldugunu sordugum icin kafayi yedin, hastalikli bir sekilde bana siddetle bagirarak suclayici ifadeler kullandin, agizndaki tukurukler uzerime kadar sicradi, hatirlarsan aramizda iki metre mesafe vardi, ama sen o kadar kontrol edemz olmustun ki ofkeni tukuruklerin yuzume geldi, utumu basimi kirletti. Tipki derste isledigimzi gibi beni gunah kecisi yaptin, siniftakileri biz diye kodlayip yaninda tanimlarken beni sen diye otekilestirdin, Zeynep hocayi ve bolumu zor duruma sokmayayim diye sikayet kanallarim kapandi, beni dersten birakirsin diye duzgun bir yorum yapmaya calistim ki en dusuk notla gecirdin beni az daha birakiyordun da ne haddineydiyse, o zamanki halimle karsinda korktum, ezildim ve sustum. Ama o kiz buyudu ve senden korkmuyorum artik. Rahatlikla Allah belani versin diyebiliyorum. Allah gani gani belani versin, gun yuzu gorme. Git tedavi ol, yazik sana!

    YanıtlaSil

Yorum Gönder