8. “İfşa” Ekibiyle Medrese Arasındaki Yazışmalar


Bu yazışmaların tümü aşağıdadır.  Önce bu yazışmaların içeriğini kısaca özetlemek istiyorum. 



9 Ocak 2021'de iki eski kamp katılımcım olan “Ayşe” ve "Ahmet", bana, Medrese Ekibine ve Seyyar Sahne’de oyun yaptığımız iki kadın oyuncuya 14 sayfalık bir taciz ve saldırı suçlaması yolladılar. Bu metin iki kısımdan oluşuyordu. Birinci kısmı “Ayşe” kaleme almış ikinci kısmı ise “Ahmet” kaleme almıştı. Bu metin çeşitli düzeylerde revize edilip kısaltılarak önce tüm tiyatro camiasına e-mail yoluyla yollandı. Sonra 14 sayfalık metnin ilk kısmı 2 sayfaya düşürülerek sosyal medyada paylaşıldı.  Son olarak “Ayşe” bir blog (Link)  açarak metnin yine revize edilmiş halini yayınladı. 


Metnin ilk halinde suçlamalar sıralandıktan sonra talep olarak benim bir daha atölye yapmamam isteniyordu. Ben de yukarıda da bahsettiğim üzere bir süre atölye vermeyi düşünmediğim için bu mesele çözülene kadar Medrese Ekibine bu taleplerini yerine getirmenin benim için sorun olmadığını söyledim. 10 Ocak’ta Medrese Ekibi “Ayşe”ye e-mail atıp talebinin yerine getirildiğini, isterse konuşmaya açık olduklarını yazdılar. “Ayşe” de aynı gün teşekkürlerini ileten ve iyileştiği günlerde sohbet etmek isteyebileceğini ifade eden mesajla yanıt verdi. Ertesi gün bu metnin yollandığını öğrendiğimiz Güray Dinçol, Erkan Uyanıksoy ve Elif Temuçin ekibinden Erkan Uyanıksoy’un ev arkadaşı olan Firuze Engin telefonla İpek Türktan’ı arayarak mutlaka ifşa olması gerektiği konusunda ısrarcı olduklarını söyledi. Bunun üzerine 12 Ocak’ta Medrese Ekibi bu ekibe bir mail atarak ifşa’nın hem şikâyet sahibinin talebi olmadığını hem de orantısız sonuçlar doğuracağını, üstelik benim Medrese’nin genel sanat yönetmenliğinden de çekildiğimi bildirdi. Bu mailden sonra Erkan Uyanıksoy ve Elif Temuçin’den ve ardından Güray Dinçol’dan dostane görünen ama korkunç tehditler içeren iki e-mail geldi. “İfşa”yı Medrese’nin yapması konusunda ısrarcı oldular ve yazışmalar bu ısrarla tıkandı. 


Bu yazışmalar sırasında yazılacakların son halini Erdem Şenocak, Nesrin Uçarlar ve İlke Yiğit veriyordu ancak ben de her an tartışmaların içinde bulunuyordum. Bütün görevlerimi ve atölye vermeyi konu açıklığa kavuşana kadar bırakmayı ilk olarak ben dillendirdim. 14 Ocak’tan sonraki bir iki gün Medrese’nin bir ifşada bulunması ciddi olarak tartışılmaya başlandı. İfşa etmek konusunda Güray-Firuze ekibi çok ısrarlı oldular. İlke, ailelerimize benim hakkımda bir “ifşa” olacağını önceden haber vermek için “Ayşe”den bir haftalık bir süre talep edilmesini bile önerdi. 15 Ocak’ta “Ayşe”ye hala düşünmeye devam edildiği yönünde bir bilgilendirme yapıldı. Bu mesaj “ifşa” ekibiyle son mesajlaşma oldu.


16 Ocak akşamı yaptığımız toplantıda orada bulunan herkese ciddi olarak “Tüm sorumluluk ve görevlerimden geri çekilmeme rağmen dava açmayıp Medrese’den benim tacizci olduğumu açıklamasını istemeleri niyetlerinin kötülüğünü gösteriyor. Eğer siz böyle bir kötülüğe izin verirseniz yani hakkımda verilmiş bir karar hatta başlamış bir soruşturma bile yokken böyle bir açıklama yaparsanız kişilik haklarıma açık bir saldırıda bulunmuş olursunuz ve bunun hukuki sonuçları olur.” dedim. İç tartışmalarımız bu andan itibaren tıkanmaya başladı. Karşı tarafın net ısrarı yüzünden taraflar arası bir çözüm ihtimali kalmadı. Hukuka başvurmak dışında bir seçenek olmadığına kanaat getirdim. 17 Ocak’ta bir avukata danıştım. Ardından 19 Ocak’ta başka bir avukata bana yollanan metni okutarak danıştım. Bu avukatla Erdem Şenocak da özel olarak görüştü. Avukatların yorumlarından ve benim de “Olaya artık yargıç gibi değil dedektif gibi yaklaşacağım. ” beyanımdan sonra Erdem Şenocak ve Nesrin Uçarlar benimle ve Medrese'yle ilişkilerini kestiler ve "ifşa" ekibiyle iletişime geçerek "ifşa"/linç sürecini başlattılar. 




YAZIŞMALAR 



Kimden “Ayşe”

Kime: Celal Mordeniz ve 7 kişi daha

9 Ocak 

İlgili yazı ektedir.

“Ayşe”
“Ahmet”

--------------------------------------------------

Kimden: İlke

Kime: Ayşe” ve “Ahmet”

9 Ocak

merhaba Ayşe” ve “Ahmet”,

mailinizi okudum. şu an celal içeride çocukları uyutuyor. şaşkınlık içindeyim. sanırım maili ilk ben okudum. yüz yüze konuşmak istememenizi anlıyorum. neyse, okuduğumu bilmeniz için hemen yazmak istedim.  

ilke.

----------------------------------------------------

Kimden: Medrese Ekibi

Kime: “Ayşe”

10 Ocak

Sevgili Ayşe”, 

Yazını ve “Ahmet”le birlikte yaptığınız değerlendirmeyi tüm dikkatimizi vererek okuduk. Yaşadıklarından dolayı büyük bir üzüntü duyuyoruz. Bunu yaşamana sebep olan hatalardan payımıza düşenleri bulmak ve düzeltmek istiyoruz. Bu durumda Celalin eğitmenlik görevi üstlenmemesi kararı aldık. 

Biz, tanık olarak kabul ettiğin kişiler olarak senin yükünü paylaşmaya hazırız; bizlerden birisiyle kuracağın ilişkinin sana iyi geleceğine inanırsan seni dinlemeye, anlamaya ve elimizden geleni yapmaya açık olduğumuzu bilmeni isteriz.

Erdem Şenocak, İlke Yiğit, Nesrin Uçarlar 

------------------------------------------------------------

Kimden: Ayşe”

Kime: Medrese Ekibi

10 Ocak

Merhaba,

Benimle dayanışan bir dönüş yapmanız benim için çok önemliydi. Fakat şu an yüz yüze gelmeye hazır değilim. Umarım ileride hepimiz tekrar yüz yüze gelip konuşabilecek kadar iyi hissedebiliriz.

Yazıyı dikkate alıp talebimizi yerine getirdiğiniz için teşekkür ederiz.

---------------------------------------------------------------

Kimden: Medrese Ekibi

Kime: Erkan Uyanıksoy, Elif Temuçin ve Güray Dinçol

12 Ocak

Değerli arkadaşlar,

Celal hakkındaki cinsel taciz ve saldırı bildirimi üzerine, Celalin Tiyatro Medresesi ve Seyyar Sahnedeki eğitmenlik, genel sanat yönetmenliği ve diğer tüm görevlerinden uzaklaştırıldığını bildirmek isteriz. Bu olayın yaşanmasından dolayı çok üzgünüz, buna sebep olan hatalardan payımıza düşenleri bulmak ve bu hataları düzeltmek istiyoruz. 

Bu kararı şikayet sahibiyle de paylaştık; kararımızdan ve tutumumuzdan dolayı teşekkürünü iletti. Yazısında konuyu sadece kendisinin kamuoyuyla paylaşabileceği uyarısını yapmıştı. Hem bu uyarıyı dikkate alarak hem de bu konunun kamuya açık online mecralarda sağlıklı bir şekilde tartışılmasının mümkün olmadığını, Celalin ailesinde telafisi mümkün olmayan bir yıkım yaratacağını düşünerek, biz de şu aşamada konuyu kamuoyuyla paylaşmama kararı aldık. 

Şikayet sahibinin ve bizlerin kararına saygı duymanızı rica ediyoruz; ancak düşüncelerinizi duymaya her zaman açık olduğumuzu bilmenizi isteriz.

Konuyu etraflıca düşünmeye devam ettiğimizi, Tiyatro Medresesi projesini bitirme fikrini dahi gözden geçirdiğimizi bilmenizi isteriz. Projeye devam etme gücünü kendimizde bulabilirsek, sizlerle dayanışma içinde olmak isteriz ancak her türlü kararınıza da saygılıyız. 

Sevgiler…

Erdem, İlke ve Nesrin

--------------------------------------------------------------

Kimden: Erkan Uyanıksoy ve Elif Temuçin

Kime: Medrese Ekibi

13 Ocak

Sevgili Erdem, Nesrin ve İlke,

Çok üzgünüz, çok şaşkınız ve çok kızgınız.

Bir duygusal travma yaşıyoruz, ancak sizin yaşadığınız travmanın boyutunu naçizane ancak tahmin edebiliriz. 

İlke, senin bu birkaç günde yaşadıklarını, düşünmen gereken birçok şeyi ise -sanırız- tahayyül bile etmemiz mümkün değil. 

Ortada bir ateş var, kimimiz kendini bu ateşin tam ortasında buluverdi, kimimiz kıyısında, civarında... 

Bu ateşe maruz kalanların yanmaması mümkün değil ve bizce buradan bir çıkış varsa, hep birlikte ateşte sınanmaktan başka çaremiz yok.

Canımız Erdem, İlke ve Nesrin, bu vaka karşısında öncelikle çocukları ve Medrese'yi koruma refleksinizi anlıyoruz. Bu psikolojik travma karşısında gösterdiğiniz tepkiyi empati kurarak anlamaya çalışıyoruz. Öncelikle verdiğiniz sağduyulu karar ve bunu bize bildirdiğiniz için çok teşekkür ederiz. 

Ancak; birincisi, burada kişilerden/kurumlardan bağımsız daha büyük bir toplumsal ve siyasal mücadele alanının ortasında olduğunuzu anlamanızı isteriz.

İkincisi, kendinizi ve Medrese'yi korumanın -ileriye dönük- yegane yolu faili koşulsuz-şartsız ifşa etmek; bu konuda net bir samimiyeti, şeffaflığı ve açıklığı tercih etmektir diye düşünüyoruz.  

Yani, başka genç kadınların ileride/gelecekte bu tip taciz / cinsel saldırı vakalarına maruz kalmalarına engel olmak istiyor musunuz?

Başka erkeklerin bir kadını taciz etmesini aklının ucundan bile geçiremeyeceği bir geleceğin parçası olmak istiyor musunuz?

Bu sorulara cevabınız 'evet' ise, bunun yegane yolunun kamusal ifşa olduğunu artık biliyoruz. Bir erkeği başka bir kadına karşı tacizden uzak tutacak şey, bunun karşılığında başına gelebilecekleri düşünmesi, buna dair ders niteliğinde örneklerin olması - maalesef. 

Geleceğe yapıcı/kurucu mesajımızı ancak bu yolla verebiliriz. Sonraki muhtemel başka olayların faili olabilecek kişiler için şu mesajı iletmemiz önemli : 'Bu korkunç suçu işlersen; bu, küçük topluluklar arasında halledilmez; tüm topluma ve sorumlu olduğun olmadığın tüm insanlara karşı işlenmiş bir suçtur, bundan herkesin haberi olur. Kaybedeceklerin bunlar!''

Bu olayı, Ayşe”nin adını vermeden, açık bir şekilde kamuyla paylaşmamanızın size de, Medrese'ye de en ufak bir yararı yok.

Bu olay -maksimum- 6 ay içerisinde bütün tiyatro camiası tarafından biliniyor olacak, bunu biliyoruz. İnsanlar Celal Mordeniz'in isminin her yerden neden silindiğini, Medrese'deki görevlerinden neden uzaklaştırıldığını, neler olduğunu elbette merak edecek, soracak, sonra kulaktan kulağa söylentiler yayılacak, ve nihayetinde bu olaydan daha da korkunç, insan hayal gücünün tahayyül edebileceği en berbat hikayeler önünüze gelecek. Bu yaşanan şey belki de (ve çok muhtemelen) Erdem'i, Nesrin'i, İlke'yi ve Medrese'ye emek vermiş yol arkadaşlarınızı da kapsayacak şekilde çok daha abuk-subuk bir hale gelecek. Sonra siz buna karşı -geç kalmış- yeni bir sorumluluk alarak, durumu, kendinizi, Medrese'yi korumak, kurtarmak adına çaresiz açıklamalar yaparken bulacaksınız. 

Kısacası, bu olay küçük bir grup arasında bırakılacak bir olay asla değil; dahası; her türlü gizleme, saklı bırakma yaklaşımının totalde yaratacağı tahribat sizler için çok daha büyük olabilir. Sizi çok seven, değer veren arkadaşlarınız olarak, bir noktada zorunda kalacağınız bu aksiyona erkenden geçmenizin zaruri olduğunu hatırlatma sorumluluğunu duyuyoruz. 

Bu noktada; samimiyetten, şeffaflıktan, açıklıktan yana olmanızı murad ediyoruz. Kendinizi, Medrese'yi korumanın tek, dürüst ve ahlaki yolu faili -’Ayşe’'nin adını vermeden- net ve açık şekilde ifşa edip, ilişiğinizi koşulsuz-şartsız kestiğinizi kamuya sizin bildirmeniz. 

Ancak bu şekilde, biz de sizin yanınızda yer alabiliriz, her türlü desteğimizi seferber ederiz, Medrese'nin -kişilerden bağımsız- misyonunun arkasında durabiliriz.

Şu anda yaşadığınız bunalımı sizin adınıza biz de içimizde duyuyoruz. Ama emin olun, mekanlar değişir, dönüşür, hatta bazen baştan başlanır, hep birlikte yepyeni bir şey inşa edilir. Ne zaman nasıl isterseniz size mekanımızı açmaya hazırız. Bu samimiyeti gösterip, büyük davaya siz baş koyduktan sonra, biz -kişisel olarak ve BeReZe olarak- imkanlarımızı sonuna kadar seferber edip, süreci sizinle birlikte göğüslemeye her türlü hazırız.  

Sonuç olarak canlarımız, sizden bu verdiğiniz içten kararın arkasında durup bunu kamuyla paylaşmanızı bekliyor; net, yapıcı ve tüm kadın meslektaşlarımız için geleceğe dönük, cesaretlendirici kapıyı açmanızı gerekli görüyoruz. Ne kadar zor olursa olsun bununla hep birlikte yüzleşip bu ateşte hep birlikte sınanacağız. Ancak bu şekilde serin günleri görebiliriz. Lütfen buna inanın. Biz size inanıyoruz. 

Şimdi yanınızda olsak her birinizi tek tek kucaklamak isterdik. 

Kucaklaşacağımız günlerde görüşmek üzere..  

Erkan&Elif 

---------------------------------------------------------

Kimden: Medrese Ekibi

Kime: Erkan Uyanıksoy ve Elif Temuçin

13 Ocak

Sevgili Elif ve Erkan,

Gönderdiğiniz bu içten mesaj için çok teşekkür ederiz. Kucaklaşmış kadar olduk; buna ihtiyacımız varmış. Gösterdiğiniz açık dayanışma ve dostane uyarılarınız için de ayrıca teşekkürler. Bu değerli uyarılarınız üzerinde dikkatli bir şekilde düşündüğümüzü bilmenizi istedik.

Haberleşiriz.
Sevgiler,

Erdem, İlke ve Nesrin

-----------------------------------------------------------

Kimden: Güray Dinçol

Kime: Medrese Ekibi

13 Ocak

Merhaba Nesrin,İlke ve Erdem,

Derin bir üzüntü ve şok içindeyim. Sizler için sürecin ne kadar ağır ve zorlu geçtiğini tahmin bile edemiyorum.Aldığınız hızlı karar ve bunu benimle paylaştığınız için teşekkür ederim.’Ayşe’'nin yaşadığı ruhsal ve fiziksel tahribatı bir nebze olsun onarmak adına , bu süreci ihtiyaç duyduğu biçimde atlatabilmesi ve yine onun arzu ettiği biçimde kendini ve olanları ifade edebilmesi adına üzerime ne düşerse yapmaya hazır olduğumu ona ilettim. Samimiyetle  “Ayşe”nin ,sizlerin ,ailelerinizin ve   yıllarca emek verdiğim , parçası olmaktan hep mutluluk duyduğum Medrese'nin esenliği adına doğru ve iyi olan ne onu düşünüyorum iki gündür.Sonra fark ediyorum ki  Erkan ve Elif'inde belirttiği gibi kişiler,mekanlarla değil toplumsal esenliğimizle ilgili bir karar ve tavır alınması gereken.İfşa mekanizması başladıktan sonra geçmiş örneklerde de gördüğümüz gibi geri dönülmez bir süreç başlıyor. O süreç başladı. Şimdi bizler mağdur ve fail dışında kalanlar kendimizi nerede konumluyoruz? Yaşıyor olduğunuz üzüntünün,şaşkınlığın empatisine rağmen olacakları engellemenin pek mümkün olmadığı görüşündeyim.Çığ gibi büyüyecek bir dedikodu dalgası,  birçok kişi ve kurumun taraf olduğu can yakıcı bir süreç başlayacak.Bununla yüzleşmek,buna hazırlanmak ve tutumunuzla tüm olacakları göğüslemek en doğrusu sanki.

Tüm bu zorlu süreçte konunun paylaşıldığı kişilerden biri olarak yanınızda olduğumu bilin isterim ,uzun vadede hem Medrese için hem  bir sürü kişi,kurum için umut veren ,adil.yapıcı ve şefkatli bir yaklaşımın adımlarının atılabileceğini düşünüyorum.Burada bize duyurmuş olduğunuz kararınızin gerekçeleriyle kamuya açılması hem kurumun hem sizlerin en az yara almanızı sağlayabilir ve hepimiz için müthiş bir örnek teşkil edebilir diye düşünüyorum. Yine bu kararınızın Ayşe”yle paylaşılması ve kararı duyuracak metnin paylaşılmadan Ayşe”ye bilgi verilmesi ,metnin Ayşe”nin onayıyla dolaşıma sokulması doğru olacaktır diye düşünüyorum.’Ayşe’,kamusal ifşa hakkını zaten saklı tutmuş şu an için ve karar tamamen ona ait.Bizlerse bu sürecin tanığı olarak her zaman onun yanındayız ve sizlerle de yanyana olma arzusundayız.Ne kadar zor olduğunu tahmin bile edemiyorum, düşüncesi kalbimi sıkıştırıyor ama olanların hasarsız bir telafisi, geri dönüşü yok. Sizlerin - kabul ederseniz- bizlerin de desteğiyle yan yana durarak tüm bu zor süreci atlatabileceğimize  eminim.

Sizleri kucaklıyor, üzüntünüzü paylaşıyorum.

Güray

----------------------------------------------------------

Kimden: Medrese Ekibi

Kime: Ayşe”

15 Ocak

Sevgili Ayşe”,

Cevabın için ve bizimle iletişimde kaldığın için çok teşekkür ederiz. Konu üzerinde hala titizlikle düşünmekte olduğumuzu ve daha etraflıca bir karar alarak, en kısa zamanda seni haberdar edeceğimizi bilmeni istedik.

Sevgiler,

Erdem, İlke ve Nesrin


Önceki Bölüm     Ana Sayfa     Sonraki Bölüm


İçindekiler: 

Kapak
1. Giriş
2. "Sahne Sanatlarında Cinsel Taciz” - Röportaj (2. Bölüm)
3. "İfşa"cı Mine Nur Şen ("Ayşe")
4. "İfşa" Kampanyası Sırasında Yapılan Görüşme
5 . Bülent Gültekin ("Ahmet")
6.  “İfşa” Kampanyasına #metoo Diyerek Katılanlar
7.  "İfşa"nın Organizatörleri: Güray Dinçol, Firuze Engin ve Diğerleri
8. “İfşa” Ekibiyle Medrese Arasındaki Yazışmalar Üzerine
9. Erdem Şenocak'ın Rolü
10. Sonsöz
EKLER
Mimesis Dergi’ye Cevap
"Ahmet" Takma Adlı "İfşa"cı Bülent Gültekin Hakkında -2
"Tiyatro Medresesi" İsmine Veda
Bir Takım Olaylar ve Mesajlar
"Ayşe" ve "Ahmet"in Kamp Sonrası Yaptıkları Yorumlar
Tandem Europe
“Basın” Hakkında
Arasöz
SusmaBitsin Platformu' ve 'Feminist Avukatlar'
"Grotowski Workcenter" ve Mario Biagini



Yorumlar