Arasöz



Bu notlar henüz tamamlanmadı. Hukuki sürecin ilerlemesiyle birlikte eklemek istediğim birkaç önemli başlık daha olacak. Ancak notları yayınlamaya başladıktan sonra ortaya çıkan manzarayı kısaca tarif etmek istiyorum. Sanırım olayı takip eden birçok insanın da rahatlıkla görebileceği bir manzara bu. Suçlama sırasında “söz” söyleme konusunda çok iştahlı olanlar birden sessizliğe gömüldü konuyla ilgili. Hatice Köseali ve Firuze Engin'in dostlar ‘açıklamada’ görsün dürtüsüyle yazıldığı belli olan yorumları dışında tüm kampanya katılımcılarının toplu halde ölü taklidi yapmaları tam anlamıyla trajikomikKendileri için konu basitçe kapandı mı acaba? Yoksa hukuki sürece saygı gösterdikleri için sustuklarını mı söylüyorlar kendi kendilerine? Eğer öyleyse, keşke ben ve ailem linç edilirken de hukuku hatırlasalardı. Bu eylemleriyle bir insanı ve ailesini sosyal olarak yok olmanın eşiğine getirdiklerini de hatırlatmak istiyorum.  Hepsi benim işlediğimi iddia ettikleri suçtan çok daha ağır ve korkunç bir suç işledi.


Amacım kendilerinden bireysel olarak intikam almak değil. Kendilerini hukuka havale etmeye vaktim ve enerjim olur mu bilemiyorum ancak bu tip eylemleri kamuoyunda tartışmaya açmanın kamusal bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum. 


Aşağıda bu durumu birkaç örnekle somutlaştırmak istiyorum. Bu isimler aktif olarak "ifşa" kampanyasına katıldıktan sonra takipçisi olacaklarını duyurdukları bu olayı tümüyle unutmuşa benziyorlar.


Tilbe Saran


Tilbe Saran bu “ifşa” kampanyasının en aktif öznelerinden biri oldu. Hatta ben ve Medrese neden açıklama yapmıyoruz diye 14 Nisan’da bir kampanya daha organize etti ya da bu kampanyada başı çekenlerden biri oldu. Aynı gün içinde tam 16 adet  'twit' ya da 'retwit'le konunun sıkı takipçisi olduğunu ilan etmişti. Şimdi ise bu konuda ağzını bıçak açmıyor.


Tilbe Saran’ın Güray Dinçol’la ortak özelliği “ifşa” kampanyasında en ön safta olmasının yanında Tiyatro Medresesi gibi bir tiyatro kamp alanı inşa ediyor olması. Kanımca bu ikinci ortak özellikleri biraz dikkat çekici.  


Şamil Yılmaz


Şamil Yılmaz ise “ifşa” kampanyasına katılmasına rağmen Güray Dinçol'un Medrese'ye kayyum atanması girişimine açıkça itiraz etmiş bir tiyatrocu. Ayrıca, Erdem Şenocak ve Nesrin Uçarlar’ın açıklamalarını da “onurlu duruş” olarak alkışlamamış nadir insanlardan. Bana karşı şimdi siyasi gibi gösterdiği ama aslında eskiye dayanan bir “tartışmamız” sebebiyle olduğunu tahmin ettiğim “kini” olmasaydı “ifşa” kampanyasındaki bazı hakikatleri de deşifre edebilirdi diye düşünüyorum.  Bana, sahnelemem için yolladığı kendi yazdığı bir oyun metni ile ilgili olan bu tartışmamızın detaylarına burada girme gereği duymuyorum.


Şamil Yılmaz “ifşa” kampanyası sırasında Facebook’ta şunu yazdı:  “Tiyatro Medresesi, bundan sekiz yıl önce de Antigone üzerinden (Gezi’deki) hükümet karşıtı tavrı kibir olarak eleştirenlerin mekanıydı.” Ben bu okuma denemesini derslerimde sözlü olarak yapıyordum birkaç yıldır. Yazılı bir metin yok bu okumamla ilgili. Kimden ne şekilde duymuş acaba? Ayrıca Gezi’yi Antigone üzerinden okuma denemesini adeta bir “günah” gibi gösterirken insan durup düşünür biraz. (1)


Zeynep Günsür


İstanbul’da bir üniversitenin tiyatro bölümünün başkanı olan Zeynep Günsür de “ifşa” kampanyasına aktif bir şekilde katılanlardan. Maalesef Güray Dinçol’un Medrese’ye el koyma girişimine de destek verdi.  Ardından Şamil Yılmaz’ın Facebook duvarında kendisiyle bir tartışmaya girdi. Tartışma, “Keşke Celal geri çekilseydi de Medrese’yi Erdem’ler devam ettirseydi.” dediği için Şamil Yılmaz tarafından eleştirilince çıkmış. Ş. Yılmaz, Erdem ve Nesrin’in yıllarca benim yanımda durduğunu ve benden farklı düşünmediklerini söyleyerek meselenin “Celal gitsin onlar gelsin” olmadığını söylemiş.  Bu eleştiriye Zeynep Günsür şöyle yanıt vermiş: “…kimse ‘içeride’ tam olarak neler yaşandığını, kimlerin ne tür uğraşlar verdiğini bilemez diye düşünüyorum. Dışarıdan bakıp yargılamak kolay ama…daha çok soru sorulabilir, daha detaylı dinlenebilir karşı tarafta görünen insanlar bence.” 


Ama nedense benim dinlenmem, bana soru sorulması söz konusu olamıyor.  “Erdem’i sanatçı olarak ve insan olarak beğendiği” için kendisiyle konuşmadan onu harcayamayacağını ifade etmiş. Oysa Erdem’in işlerinin birçoğunda benim de imzam var. Ayrıca çocuklarımla ilişkime gönderme yapıp “Güzel baba.” diyerek insan olarak beni de beğendiğini ifade etmişliği vardı. Beni dinleme cesareti olsaydı hikâyenin pek de göründüğü gibi olmadığını, Erdem ve Nesrin'in kamuoyu açıklamalarının her satırının yalan ve yıllardır işlemiş olduklarını şimdi anladığım adi suçlarını örtbas etmek için  yazılmış olduğunu öğrenebilirdi. Beni insanlık kategorisinden çıkardığı için konuşmayı aklına bile getiremedi sanırım. 


Evrim Doğan


Güray Dinçol’un Medrese’ye el koyma çağrısına açık ve net bir şekilde sadece Evrim Doğan adlı oyuncunun icabet ettiğini gördüm. Evrim Doğan aşağıdaki sosyal medya paylaşımıyla bu el koyma girişimini güçlendirmeye çalıştı:


#tiyatromedresesikimin tacizcinin malımı. Hak iddia etmesine izin mi verilecek. Medreseye emek veren tüm sanatçı, oyuncu, yönetmen ve orada daha bir çok alanda çalışma göstermiş, katkı sağlamış insanların ne kadar hakkı var? #celalmordeniz #unutma 

Bu mesajı hem Twitter’dan hem de Instagram’dan yayınladı ve yüzlerce insan beğenip tekrar paylaştı. İmlasındaki korkunçluğu geçtim ima ettiğindeki korkunçluğu kimse fark edip uyarmadı mı merak ediyorum? Her şeye mal olarak bakınca böyle utanç verici ifadeler çıkabiliyor sanırım.  Tiyatro Medresesi aslen bir fikirdir ve o fikrin sahibinin kim olduğu da tartışmaya açık değildir maalesef.


Dipnot:


1. Okuyup daha iyi yorumlayabilmesi için 3 yıl öne ilk kez bir dinleyici grubuna aktardığım bu okumamı da içeren dersin kaydını çözümleme bitince birkaç gün içinde yayınlayacağım. 


(Güncelleme 17 Temmuz 2021, https://celalmordeniz2.blogspot.com/2021/09/tragedya-oturumu.html)



İçindekiler: 

Kapak
1. Giriş
2. "Sahne Sanatlarında Cinsel Taciz” - Röportaj (2. Bölüm)
3. "İfşa"cı Mine Nur Şen ("Ayşe")
4. "İfşa" Kampanyası Sırasında Yapılan Görüşme
5 . Bülent Gültekin ("Ahmet")
6.  “İfşa” Kampanyasına #metoo Diyerek Katılanlar
7.  "İfşa"nın Organizatörleri: Güray Dinçol, Firuze Engin ve Diğerleri
8. “İfşa” Ekibiyle Medrese Arasındaki Yazışmalar Üzerine
9. Erdem Şenocak'ın Rolü
10. Sonsöz
EKLER
Mimesis Dergi’ye Cevap
"Ahmet" Takma Adlı "İfşa"cı Bülent Gültekin Hakkında -2
"Tiyatro Medresesi" İsmine Veda
Bir Takım Olaylar ve Mesajlar
"Ayşe" ve "Ahmet"in Kamp Sonrası Yaptıkları Yorumlar
Tandem Europe
“Basın” Hakkında
Arasöz
SusmaBitsin Platformu' ve 'Feminist Avukatlar'
"Grotowski Workcenter" ve Mario Biagini



Yorumlar